30 Mayıs 2009 Cumartesi

Hayatı Fantalaaa


Markanın Global olarak,pek cok farklı ülkede gercekleştirdiği play kampanyasından yola cıkan olgivy İstanbul tarafından gercekleştirilen bu reklamda fantastik fanta karakterleri yaratılmış.Fantastik güçlere sahip bu kahramanlar güçlerini dünyayı kötülüklerden kurtarmak için değil hayatı daha eğlenceli hale getirmek için kullanior ve tüm dünyayı fanta boloncukları ile daha keyifli yapıyorlar.

Reklamlarda yer alan ana görsel turuncu fanta boluncukları .Fantanın hayata renk katmasını ve bu rengin ,keyfin eğlencenin etrafa yayılmasını,yani "hayatı fantalamayı" sembolize etmek amacıyla tüm görsellerde yoğun bir şekilde fanto boluncukları kullanılmış.

Kampanyanın açılış döneminde tıpkı açılış filminde de izlenildiği gibi Taksim meydanında ve İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerdeki yolcu trafiği yüksek olan meydanlara büyük Fanta şişeleri saplanmış ve Fanta karakterleri yerleştirilmiş.Ama bana pek hitap edemedi. Sonuçta bildiğin fanta reklam farklı ama içerik aynı bie fanta içmeliyim hissi vermedi.

29 Mayıs 2009 Cuma

Gökyüzünde Ticari Reklam Nasıl mı Yapılır ?


Hollywood'da özel efekt uzmanı olarak çalışan Francisco Guerra'nın ve Brian Glover adlı iki girişimcinin patentini aldığı bulut makinesi açık hava reklamcılığı için çevreye duyarlı, alternatif bir reklam mecrası olmuş diyebiliriz.
Sabun köpüğü ve helyum gazını karıştırarak istediğiniz şekilde bulutlar oluşturulmasını sağlayan bu makine ile oluşturulan bulutların menzili 60 km kadarmış.
Açıkhava etkinliklerinde uygun bir konuma yerleştirilen bir Flogo cihazı her 15 saniyede bir logonuzun gökyüzünde süzülmesini sğlanabiliyormuş. Bu süreyi azaltmak istersek birden fazla cihaz ile çalışabiliyormuşuz.
Havaya yollanan logo, 20-30 mil kadar etrafta dolanırken, 20,000 bin feet’e kadar yükselmeyi başarıyor.Firmalar açık havalarda insanların yoğun olduğu piknik, konser festival alanlarında, stadyumlarda bulut reklamlara başvuruyor. Türkiye'de henüz bu tür bir reklam çalışması yapan reklam ajansı görmedim.Güzel bir iş fikri olması açısından ilgili firma ile iletişime geçip bu yeniliği ülkemize getirtebiliriz.

barbie


Bugün ilginç bir örnek ile karşılaştım. Mattel’in barbie bebekleri için hazırladığı Barbie Blog. Bu blog ile, barbie, günlük yaşamını küçük kızlarla paylaşıyor.


Onlara kendi Barbie dünyalarını kurmaya teşvik ediyor. Barbie’nin bir anda pop yıldızı olup, istediği zaman astronot olabildiğini düşünürseniz yaşamı kimbilir ne kadar ilginçtir :))
Ancak, blogun eksikleri de olduğunu söyleyelim. Bu blogla Barbie, sadece kendi yaşamını anlatıyor.

En azından diğer barbie kızları da yorum yazılabilse daha etkili olabilir.

Ya da, Barbie bebeği olan bütün kızlar, kendi Barbielerinin günlük yaşamlarını da yazabilse, onunla maceralarını diğer Barbie kızlarıyla paylaşabilse daha etkileyici olur.

Benetton Türkiye, Abhazya’dan çekiliyor

Gürcistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Abhazya’da mağaza açtığı için Gürcülerin tepkisini toplayan Benetton Türkiye, markasını Abhazya’dan çekeceğini açıkladı.Boyner Holding bünyesinde faaliyet gösteren Benetton Türkiye’nin, Abhazya’dan markasını çekme kararı aldığı bildirildi. Benetton Türkiye’den yapılan yazılı açıklamada, Benetton Türkiye’nin, Gürcistan’da meydana gelen hassas durum nedeniyle mevcut ve olası spekülasyonlara son vermek, ticari bir firmayla ilgisi olamayacak gerilimi düşürmek amacıyla şu ana kadar resmi makamlardan herhangi bir uyarı gelmemiş olmasına rağmen Abhazya’dan markasını çekme kararı aldığı belirtildi.Açıklamada, Benetton’un Gürcistan’daki operasyonunun 2001 yılından bu yana Benetton Türkiye tarafından yürütüldüğü hatırlatılarak şöyle denildi:“Benetton Türkiye, Gürcistan pazarına giren ilk uluslararası hazır giyim markası olarak Tiflis, Batum ve Kutaisi’de toplam bin 243 metre karelik 8 mağazasında yıllık 2 milyon euro’luk ticari faaliyette bulunmaktadır. Benetton Türkiye, öncelikli pazarları arasında yer alan Gürcistan ile olan öncü stratejik işbirliği ve her geçen sene giderek artan iş hacminin sürdürülebilirliğini önemsemektedir. Benetton, Abhazya’dan gelen talebi değerlendirerek mağaza açma kararını alırken, ulusal ve uluslararası kanunlara uygun bir süreç işletmiştir. Tamamen ticari bir yaklaşımla alınan bu karar, herhangi bir tarafı rencide etmek gibi bir niyet taşımamaktadır.”

Krizi minimum hasarla atlatmaya çalışan şirketler pazarlama departmanlarını güçlendiriyor..

Ekonomik krizin etkisiyle şirketler genel harcamalarında büyük bir kesintiye giderken pazarlama departmanına yapılan yatırımlar artıyor. Hatta ABD’li yönetim danışmanlık şirketi McKinsey’in yaptığı bir araştırmaya göre bu durum CEO seçimlerini bile etkileyecek kadar önemli hale gelmiş durumda. Öyle ki eskiden şirketler CEO’larının finans kökenli olmasına dikkat ederken şimdi pazarlama kökenli adaylar tercih edilmeye başlanmış. Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selime Sezgin’e göre yönetimde pazarlamacıların tercih edilmesinin nedeni, pazarlamanın; tedarik, üretim, finans, satış, iletişim, İK ve IT uygulamaları gibi tüm fonksiyonları yakından takip etmesi ve bunlar arasında etkin bir koordinasyonu sağlayabilmesinde yatıyor. Bu sayede satış yapmanın zorlaştığı kriz döneminde, üretim ayağında çalışanların gözden düşerken başarılı pazarlamacıların ayakta kalma şansı artıyor. Türkiye Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanı Ahmet Pura, ekonomik olumsuzlukların yaşandığı dönemlerde tüm kurumların ayakta kalmaya çalıştığını söylüyor ve ekliyor: “Geçmiş krizlerde yenilikçi olan ve tüketiciye yeniliklerini anlatabilenler hasar almadı, hatta başarılarını artırdılar. Bu tip krizlerde tüketiciye ulaşmak, ona dokunmak, ilgi göstermek ve bilgilendirmek daha da önem kazanıyor. Bu işlevde de önemli rol pazarlama oyuncularının sorumluluğunda.”

Yoğunlaşan işsizlik ortamında ''doğrudan pazarlama'' yapan firmalar, yarı zamanlı iş imkânı yaratıyor..

Yoğunlaşan işsizlik ortamında, ''doğrudan pazarlama'' yapan firmaların, özellikle kadınlar ve üniversiteli gençlere yarı zamanlı iş imkanı yarattığı bildirildi.Merkezi ABD'de bulunan, güzellik ve hijyen bakım ürünlerinde Avrupa ve Asya'da önemli bir pazar sahibi olan ve Haziran 2009'da Türkiye pazarına girmeye hazırlanan Nuskin marka tanıtım uzmanlarından Gülşen Bari, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğrudan pazarlamanın yüzyılın en etkili satış yöntemi olduğunu söyledi.
Gülşen Bari, ''Kitlesel iletişim araçları dışında, bire bir ve yüz yüze yöntemleri kullanarak, hedef kitle ile marka arasında ilişki kurmayı sağlayan, bağlılık yaratan, satın almaya teşvik eden, interaktif ve katılımcı bir pazarlama iletişimi' olarak tanımlanan doğrudan pazarlamanın önemine işaret etti.
Bu yöntemin en güzel yanının özellikle yoğunlaşan işsizlik ortamında önemli miktarda istihdam yaratması olduğuna dikkati çeken Gülşen Bari, ''Doğrudan pazarlama yapan firmalar, kadınlar ve üniversite öğrencilerine yarı zamanlı iş imkanı yaratıyor. Hiçbir işi olmayanlar bir anda uluslararası bir işe sahip oluyor. Üstelik, işini kaybetme korkusunu da hiç yaşamıyor. Bugün Türkiye genelinde sayıları 150'yi bulan doğrudan pazarlama ajansları sayesinde on binlerce kişi iş sahibi oluyor'' şeklinde konuştu.
Bari, doğrudan pazarlamanın, kadınların güzelleşmeye olan tutkusu nedeniyle en fazla kozmetik sektöründe büyüdüğünü, kadınların, güzel, genç ve bakımlı görünmek için mutfak harçlıklarından bile para biriktirmeyi göze aldıklarını, bunun da kozmetik sektörünün cirosunu yükselttiğini söyledi. Televizyon reklamlarının, mankenlerin bakımlı ve güzel vücut ile yüzlerinin her kadın için özendirici olduğuna işaret eden Gülşen Bari, ''Bu uğurda harcanan para ise tahminlerin çok ötesinde. Euromonitor International'a göre, yaşlanmayı önleyici ürün ve hizmetler için yılda 28 milyar dolardan fazla harcama yapılıyor'' dedi.

28 Mayıs 2009 Perşembe

Efesteki Değişim


Efes günümüz çizgilerine ayak uydurmak ,tüketicisine yakın olmak adına 40. yıl gibi özel bir dönemde amblem logo ve etiket değişikliğine gitmeye karar verilmiş.Efes amblem ve etiket değişimini vurguladığı ilanlar cok beğeniliyor.Bu ilanlarda hedef,yeniliğin duyarlanmasının yanında tüketici ile yakalanmış sıcak ilişkiyi daha da güçlendirmekmiş.Bunun için Efes ekibi ile birlikte iki aşamlı bir resim planlanmış.Efesin 40 yıldır efsane şişesi değişmeyen lezzetiyle ellerden düşmediği ortaya çıkarılmış.Ekip böylece tüketiciye eski ve yeni amblemi bir arada göstererek,markanın kendini yenilerken ruhuna ve değerlerine sadık kaldığını hissettirmek istemiş.Yeni logonun günümüz çizgilerini taşıyan görüntüsü ile Efesle yaşanacak yeni anıları müjdelerken,diğer yandanda tüm eski amblemlerle markanın hayatımızdaki dolu dolu yaşanmışlıklarını hatırlatmakta hedeflenmiş.


27 Mayıs 2009 Çarşamba


Her zaman farklı oluyor şu coco cola reklamları...


Tüketici bi yerden yakalıyor ve ürünün satışlarını arttırıyor.


Sınıfta, yurtdışında pepsinin tadının coco coladan daha güzel olduğu konuşulunca şaşırmıştım.


Demek ki öyle güzel bir reklamla tüketiciyi etkiliyorlar ki tat ikinci planda kalabiliyor.


Coco cola şimdi de yaz için tasarlanmış coco cola kutusunun dizaynlarıyla yaza girişini yapıyor.


çok etkileyici olmuş... çok güzel...


17 Mayıs 2009 Pazar

SunExpress'in yeni kampanyası


Türk Hava Yolları ve Lufthansa ortaklığında , 1989'da kurulan SunExpress, kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği 155.000’in üzerinde uçuşla yaklaşık olarak toplam 18.000.000 yolcu taşıdı . SunExpress 2008'de cirosunu yüzde 33 artışla 380 milyon Euro'ya çıkartarak şirket tarihinin en iyi rakamlarına ulaşmıştı.

SunExpress bu yıl sektörde 20. yılını kutluyor. Bundan sonra 20. yılı temsil eden özel logoyla uçacak SunExpress , tanıtımını geçen ay Antalya Havalimanı'nda yaptı.

SunExpress 20. yılında bilet kampanyası başlattı. Kampanyalardan ilki ''20 uçuşta 20 koltuk , herşey dahil 20 TL''.

Her cumartesi gecesi 20.00'de SunExpress'in internet sitesi www.sunexpress.com üzerinden duyurulan 20 sürpriz iç hat uçuşunda, 20 koltuk , 20 TL'ye satılıyor. Aynı kampanya 20 Euro olarak dış hat uçuşlarında da uygulanıyor.

SunExpress başlattığı bu kampanyayla , yeni müşteriler çekmeyi ve daha tanışmayanları internet sitesiyle tanıştırmayı hedefliyor. Ayrıca yeni logosuyla ve devam edicek kampanyalarıyla tüketicilerin kafasında yeni bir yer edineceğe benziyor.

Beyoğlu'nda ayaküstü barlar

Sokak satıcıları artık hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Sokakta salatalıktan kestaneye , muzdan haşlanmış mısıra , pek çok şey bulabilmekteyiz. Hatta İstanbul'da dilimlenmiş ananasa bile rastlayabilirsiniz.

Ancak geçen gün gazetede gördüğüm bir haber yaratıcılığıyla dudak uçuklatıcak cinstendi.

Beyoğlu'nda barlardan birkaçı içeriye çekemediği müşterileri hiç olmazsa ayaküstü tavlamak için ilginç bir yöntem bulmuş. Bar önünde kurulan tezgahlarda 3 liraya , 4 liraya yolluk satılıyor. Tekila shot 4 lira , fındık votka shot 3 lira...

Krize karşı çare arayan işletmeciler boş durmayıp , müşteriyi yoldan çevirmeye kara vermişler. Ancak ayaküstü barların birden fazla olması rekabeti de beraberinde getirmiş. Bu yüzden gelen geçene barların önüne kurdukları tezgahlardan kartvizit dağıtıyorlar. Memnun kalan, ertesi gecede gelsin diye...

VW POLO

En çok satan kent otomobilleri sıralamasında hep üst sıralarda yer alan VW Polo , büyüyen boyutları ve tamamen yenilenen iç mekanıyla bu yılın en çok konuşulan otomobili olucağa benziyor. Eylül ayında Türkiye'ye gelecek olan Polo yeni tasarımıyla Golf'ü andırıyor. Uzayan ve genişleyen Polo'nun neredeyse fiyatı artmamış. 5 kişinin rahatlıkla oturabileceği şekilde tasarlanan Polo çarpışma testlerindende tam not almaya aday gözüküyor.

Tasarımcısı Walter De Silva yeni Polo'yu şıklık ve duyguyu , sportiflik ve dinamizmi bir araya getirerek tasarladığını söylüyor ve bunu 'La Semplicita' yani yalınlık olarak tanımlıyor.

Küçük otomobil kullananlara da büyükmüş hissi yaratcak olan yeni Polo değişmeyen fiyatıyla da müşteriyi cezbediyor. Sanırım Volkswagen yetkilileri krizden yeterince etkilenen müşterini cebini daha fazla yakmak istemiyor.

Türkiye Eylül'de VW DNA'sının 3. otomobili yeni Polo'yu bekliyor...

dodisi gelene Dido!...


Geçen gün gazetede okuduğum bir köşe yazısı reklamların ne kadar günlük hayatımızın içine işlediğinin bir göstergesi .

Kadıköy-Eminönü vapurunda yolcular arasından bir genç kız ayağa kalkıp 'dodi dodi dodi' diye bağırmaya başlamış.Biraz ötede oturan delikanlı elini çantasına sokup bir adet 'Dido' çikolatayı almış ve koşturarak kıza vermiş. Daha sonra anlaşılmış ki ayağa kalkıp ' dodi dodi' diye bağıran herkese bir adet Dido veriliyor.Bir anda vapurun içinde ayaklanıp 'dodi dodi ' diye bağıranlar çoğalmış haliyle. Genç koştura koştura hepsine birer adet 'Dodi' yetiştirmiş.

Doğrusu çikolata sektörü büyük rakiplerin yarıştığı , zor bir sektör . Doğal olarak bu sektörde varolabilmek için farklılaşmak ve tabi ki böyle etkili ve sıradışı reklamlar ve pazarlama stratejileri bulmak gerekli...

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Peyman Ersin Korkut'lu Reklamı


Bu günlerde televizyon mecrasında Peyman'ın yeni ay çekirdeği markası Çitliyo için yapılan rekamlar izliyeciler tarafından cok beğeniliyor.

BKM Mutfak oyuncularından Ersin Korkut'un marka yüzü olmasına karar veren şirket reklam senaryoları içinde BKM Mutfak oyuncuları ile çalışmış.Dört farklı senaryo yazılmış.Aynı tema ve kurgu ile hazırlanan filmlerin hepsinde çekirddeğin hayatımızda en stresli ve kritik anları bile keyfe dönüştüren bi yeri olduğunu vurgulanmasına dikkat edilmiş.

Reklam filmlerinde Ersin Korkut dışında BKM Mutfak oyuncularından 4 oyuncu yer almış.Oyuncular,senaryodaki karakterleri ve espirileri en iyi şekilde ortaya çıkaracak kişilerden seçilmiş .Prodüksyon ön hazırlık çalışmaları yaklaşık 10 gün sürmüş.Dört farklı reklam filminin çekimi için Kuzguncuk'ta dört farklı mekanda plato kurulmuş.Renkli görüntülere sahne olan reklam filmlerin cekimleri süresince Ersin Korkut ve çekim ekibi bol bol Çitliyo tüketmiş.Çekimlerde bol bol çekirdek tüketen ekip reklam sahnelerindeki çekirdek kabuğı öbeklerinin oluşmasını sağlamış.